İSLAMİYET

   
 


 

 

KOD ÖNİZLEME

KOD MERKEZİ

DİĞER SİTELERİN KODLARI

MEKATRONİX

ONLINE MP3 TV

GAMES

VARMISIN YOKMUSUN!

BU SAYFAYA TIKLAMA

İNTERNET & EK GELİR

BİLMEDİKLERİNİZ

GAME DOWNLOAD SİTESİ

PROGRAMLAR

MANŞETLER & SPOR HABERLERİ

SİTEM SOHBET HATTI

WEBCAM CHAT

TUHAF OLAYLAR & VİDEOLAR

SİNEMA & VİZYONDAKİLER

RESİMLER

ZEKA YANİ SATRANÇ

SEAN-PAUL hip-up

İLETİŞİM

GOOGLE VE SİTE İÇİ ARAMA

BANNER YAP

BAZI ŞEYLER

İSLAMİYET

SİTEYİ NASIL BULDUNUZ?

DÖVİZ KURU

İSTANBUL YOL DURUMU

 


     
 



myspace layouts, myspace codes, glitter graphics



(9 Zilhicce l0 H./8 Mart 632 M. Cuma)
Peygamberimiz Hz. Muhammet (s.a.s.) Vedâ haccında, 9 Zilhicce Cuma günü zevâlden sonra Kasvâ adlı devesi üzerinde, Arafat Vâdisi'nin ortasında 124 bin Müslümanın şahsında bütün insanlığa şöyle hitabetti.

Bismillahirrahmanirrahim
"Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardım isteriz. Allah kime hidâyet ederse, artık onu kimse saptıramaz. Sapıklığa düşürdüğünü de kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki; Allah'dan başka ilâh yoktur. Tektir, eşi, ortağı, dengi ve benzeri yoktur. Yine şehâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Rasûlüdür. "

Ey Nâs!

Sözümü iyi dinleyiniz. Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedî olarak bir daha berâber olamayacağım.

İnsanlar!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay, bu şehriniz Mekke nasıl kutsal bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, nâmus ve şerefiniz de öylece mukaddestir; her türlü tecâvüzden masûndur.

Ashâbım!

Yarın rabbınıza kavuşacaksınız. Bugünkü her hâl ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız. Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsinler. Olabilir ki, bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlayarak hıfzetmiş olur.

Ashâbım!

Kimin yanında bir emânet varsa, onu sâhibine versin . Fâizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Fakat aldığınız borcun aslını ödemek gerekir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle bundan böyle fâizcilik yasaktır. Câhiliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz de Abdülmuttalib'in oğlu amcam Abbas'ın fâiz alacağıdır.

Ashâbım!

Câhiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası, Abdülmüttalib'in torunu (amcalarımdan Hâris'in oğlu) Rabîanın kan davasıdır.

Ey Nâs!

Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu konuda Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah'ın emâneti olarak aldınız. Onların nâmus ve ismetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki haklarınız, âile nâmusu ve şerefinizi kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer onlar sizden izinsiz râzı olmadığınız kimseleri âile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz. Kadınların sizin üzerinizdeki hakları ise, örfe göre her türlü (meşru ihtiyaçlarını), yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.

Mü'minler!

Size iki emânet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. Bu emânetler, Allah'ın kitabı Kur'ân ve O'nun Peygamberinin sünnetidir.

Ey Nâs!

Devâmlı dönmekte olan zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü duruma dönmüştür. Bir yıl, l2 aydır. bunlardan 4'ü Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep hürmetli aylardır.

Ashâbım!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden nüfûz ve saltanatını kurma gücünü ebedî olarak kaybetmiştir. Fakat size yasakladığım bu şeyler dışında, küçük gördüğünüz şeylerde ona uyarsanız, bu da onu sevindirir. ona cesâret verir. Dininizi korumak için bunlardan da uzak kalınız.

Mü'minler!

Sözümü iyi dinleyin, iyi belleyin. Rabbınız birdir, babanız birdir. Hepiniz Âdem'densiniz, Âdem de topraktan yaratılmıştır. Hiç kimsenin başkaları üzerinde soy sop üstünlüğü yoktur. Allah katında üstünlük, ancak takvâ iledir. Müslüman müslümanın kardeşidir. Böylece bütün müslümanlar kardeştir. Gönül hoşluğu ile kendisi vermedikçe, başkasının hakkına el uzatmak helâl değildir. Ashabım! Nefsinize de zulmetmeyin. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır. Bu nasihatlarımı burada bulunanlar, bulunmayanlara tebliğ etsinler.

Ey Nâs!

Cenâb-ı Hak Kur'an da her hak sahibine hakkını vermiştir. Mirâsçı için ayrıca vasiyyet etmeye gerek yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa, ona âittir. Zina eden için ise mahrûmiyet vardır. Babasından başkasına soy (neseb) iddiâsına kalkışan soysuz, yahut efendisinden başkasına intisâba yeltenen nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lânetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın. Cenâb-ı Hak böylesi insanların ne tevbelerini ne de adâlet ve şâhitliklerini kabûl eder.

Ashabım!

Alllah'tan korkun, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, malınızın zekatını verin, âmirlerinize itaat edin. Böylece Rabbınızın Cennetine girersiniz.

Ey Nâs!

Yarın beni sizden soracaklar, ne dersiniz? Ashâbı kiram:

- Allah'ın dinini teblîg ettin, vazîfeni hakkıyla yaptın, bize nasihat ve vasiyette bulundun, diye şehadet ederiz, dediler.

Rasûlüllah (s.a.s.) mübarek şehâdet parmağını göğe doğru kaldırdı, cemâat üzerine çevirip indirdikten sonra üç defa:

Şâhid ol Yâ Rab!

Şâhid ol Yâ Rab!

Şâhid ol Yâ Rab!


buyurdu.








myspace layouts, myspace codes, glitter graphics BUNLAR YORUMDUR: HİÇBİR YERDE YOK. İSLAMIN NEDEN HAK DİN OLDUĞUNU TAM MANASIYLA ÖĞRENSİN KAFİRLER... İŞTE İSLAMIN DOĞRULUĞU GÜZELLİĞİ... Bir çok diplomat, devlet, ilim ve fen, hatta din adamlarının müslüman oluşları, İslâmiyetin büyüklüğüne hayran kaldıklarındandır. Misyonerler, milyarlar harcayarak Hıristiyanlık propagandası yapıyorlar. Hâlbuki propagandasız birçok yabancı, İslâmı seçmiştir. Bu sebeplerin birkaçı şöyle: 1- İslâmda tek ilah vardır. Hıristiyanlıktaki üç tanrı inancı, ilim sahiplerince saçma görülmüştür. 2- İslâm, sadece ahiret saadetini değil, dünyada da mutlu yaşamanın yollarını bildirmiştir. 3- İslâmda, her çocuk günahsız doğar. Hıristiyanlıkta ise, günahkâr doğar. Bu da, akla, ilme, aykırıdır. 4- İslâmda, ibâdetlerin mabette yapılma şartı yoktur. Her yerde ibâdet edilebilir. Hıristiyanlar, kilisede putu, papazı aracı yaparak ibâdet eder. 5- İslâmda günahları yalnız Allah affeder. Hıristiyanlıkta, güya papazın, günahları affetme ve dinden çıkarma yani aforoz etme gibi yetkisi vardır. 6- Yahudi kendini asil bilir. Hıristiyan, zenciyi aşağı görür. İslâmda ise ırk, renk ve dil ayrımı yoktur. 7- İslâmda bütün peygamberler beşer, yani insandır. Ancak seçilmiş, günahsız insandır. Hiç kimse, diğerlerinin günahını çekmez. Hıristiyanlıkta, Hz. İsa Oğul tanrıdır, günahkârların affolması için çarmıhta ölmüştür. Bu da akla ve ilme aykırıdır. 8- İslâmda hurafe yoktur. Diğer dinlerde ateşe, güneşe, taşa, heykele tapılır. 9- İslâmda, "Dinde zorlama yoktur" düsturu vardır. Hiç kimse dine girmeye zorlanmaz. Hıristiyanların dine sokmak için yaptıkları işkenceler ve mezheb kavgaları meşhurdur. 10- İslâm, iç temizliği yanında, dış temizliğe de çok önem verir. Meşhur Versay Sarayında yıllarca bir hela yoktu. Bu, Hıristiyanların ne kadar pis olduğunu göstermeye kâfidir. 11- İslâm, sömürüyü reddeder. Bunun için kapitalizmi, komünizmi kabul etmez. İslâm hariç, hiç bir dinin ekonomi sistemi yoktur. Bugün Hıristiyan ülkelerde kapitalizm hakimdir. 12- Müslümanların geri kalışları sebebi, dinlerinin icablarına uymamalarındandır. Hıristiyanların maddi refaha kavuşmaları ise, dinlerinden uzak kalmalarındandır. Müslümanlıkta cahil olan dinden çıkar, Hıristiyanlıkta ise, âlim olan Hıristiyanlığı bırakır. 13- İslâmda, alkol, uyuşturucu ve kumar haramdır. Zinanın cezası ise, ağır olduğu için, fuhuş yaygınlaşamaz. Hıristiyan Batı, fuhuş bataklığı içindedir. 14-İslâm, en yeni ve en son dindir. Kur'an-ı kerim, günümüze kadar hiç bozulmadan, bir kelimesi bile değişmeden gelmiştir. Hâlbuki İncillerin birbirini tutmadığını herkes bilir. 15-İslâm, kadınlara çok kıymet vermiş, onlara en büyük hakları tanımış, (Cennet anaların ayağı altındadır) buyurmuştur. Hiçbir din kadına bu değeri vermemiştir. 16-İslâm dini bir milletin değil, bütün insanlığındır. Allahü teâlâ, (Rabbülâlemin)dir, yani bütün âlemlerin Rabbidir. HİÇBİR YERDE YOK. İSLAMIN NEDEN HAK DİN OLDUĞUNU TAM MANASIYLA ÖĞRENSİN KAFİRLER... Din ahlakını tanımanın en doğru yolu, o dinin kutsal kaynağını incelemektir. Dinimizin kutsal kaynağı Kuran-ı Kerim ve Peygamber (sav)’in sünnetidir. Allah’ın (c.c) Kuran'da Müslümanların uymasını emrettiği ahlak modeli, sevgi, şefkat, merhamet, tevazu, fedakarlık, tolerans ve barış kavramlarına dayanmaktadır. Bu ahlakı gerçek anlamda yaşayan bir Müslüman, son derece kibar, ince düşünceli, hoşgörülü, güvenilir, uyumlu bir insan olur. Etrafına sevgi, saygı, huzur, barış ve sevinç verir. İslam kelimesi, Arapça'da "barış" kelimesiyle aynı anlama gelir. İslam, Allah (c.c)'ın sonsuz merhamet ve şefkatinin yeryüzünde tecelli ettiği huzur ve barış dolu bir hayatı insanlara sunmak için indirilmiş bir dindir. Allah (c.c) tüm insanları, yeryüzünde merhametin, şefkatin, hoşgörünün ve barışın yaşanabileceği model olarak İslam ahlakına çağırmaktadır. Bakara Suresi'nin 208. ayetinde şöyle buyrulmaktadır: "Ey iman edenler, hepiniz topluca "barış ve güvenliğe (Silm'e, İslam'a) girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır." Ayette açıkça görüldüğü gibi Allah (c.c), yeryüzünde özlemi duyulan “barışın” ve tüm insanların "güvenliği"nin ancak İslam ahlakının yaşanmasıyla sağlanabileceğini bildirmektedir. İslam Dini, insanların fikir, düşünce ve yaşam özgürlüğünü açıkça sağlayan ve güvence altına alan bir dindir. Dinimiz insanlar arasında gerginliği, anlaşmazlığı, birbirlerinin hakkında olumsuz konuşmayı ve hatta olumsuz düşünceyi (zan) dahi engelleyen ve yasaklayan emirler getirmiştir. İslam ahlakında terör ve her türlü şiddet eylemi kesinlikle yasaklandığı gibi, insanların üzerinde fikri olarak bile en ufak bir baskı kurulmasına izin verilmez. Bu durum Kuran'da şu şekilde bildirilir: "Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır." (Bakara Suresi, 256) "Onlara 'zor ve baskı' kullanacak değilsin." (Gaşiye Suresi, 22) İnsanların bir dine inanmaya veya o dinin ibadetlerini uygulamaya zorlanması, İslam ahlakına aykırıdır. Çünkü Kuran ahlakı, inanç için özgür iradeyi ve vicdani bir kabul olması gerektiğini bildirir. Elbette Müslümanlar birbirlerine Kuran'da anlatılan ahlaki vasıfları hatırlatıp uygulanmasını teşvik edebilirler. Ancak bu konuda bir zorlama asla yapılamaz. Ya da dünyevi bir imtiyaz tanınarak, kişi din ahlakını yaşamaya yönlendirilemez. Allah (c.c)'ın rızasına uygun olan, vicdanların tamamen serbest bırakıldığı bir ortamda Allah (c.c) rızası için din ahlakının yaşanmasıdır. Allah (c.c), müminlere şefkatli ve merhametli olmalarını emreder. Bir ayette Müslüman ahlakı şöyle anlatılmaktadır: "Sonra iman edenlerden, sabrı birbirlerine tavsiye edenlerden, merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden olmak. İşte bunlar, sağ yanın adamlarıdır." (Beled Suresi, 17-18) Allah (c.c)'ın, ahiret günü kurtuluşa erenlerden olmaları, rahmetine ve cennetine kavuşabilmeleri için kullarına indirdiği ahlakın en önemli özelliklerinden biri, ayette görüldüğü gibi "merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden olmak"tır. Kuran'da bildirilen İslam ahlakı son derece modern, aydınlık, ilerici bir yapıya sahiptir. Gerçek Müslüman, herşeyden önce, barışcı, hoşgörülü, demokrat ruhlu, kültürlü, aydın, dürüst, sanattan, estetikten ve bilimden anlayan, medeni bir kişilik yapısına sahiptir. Kuran'da bildirilen güzel ahlakla yetişen bir Müslüman, herkese İslam ahlakının öngördüğü sevgiyle yaklaşır, her türlü fikre karşı saygılıdır, olaylar karşısında her zaman uzlaştırıcı, gerilimi azaltan, kucaklayıcı, birleştirici, itidalli davranışlar sergiler. Böyle insanların oluşturdukları toplumlarda ise, -Allah (c.c)’ın izniyle- bugün en modern devletler arasında gösterilen ülkelerden daha gelişmiş bir medeniyet, yüksek bir toplumsal ahlak, neşe, huzur, adalet, güvenlik, bolluk ve bereket hakim olur.

 
 

Bugün 12 ziyaretçikişi burdaydı!

 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol